Science Museum

Bilim Müzesi

South Kensington’ın üç büyük müzesinden biri olan Science Museum, bilim ve teknolojiye ayırdığı yedi katıyla şehrin ‘’bir günde bitirilemeyecek müzeler’’ klasmanında yer almaktadır. Natural History Museum’un hemen arkasında yer alan müze, IMAX sinemalarındaki gösterimler dışında ücretsiz olması nedeniyle de turistlerin rağbet ettiği müzelerin başında gelmektedir.

1857 yılında zamanın tanınmış arkeologlarından Bennett Woodcroft tarafından kurulan müzenin ana kolleksiyonu en başta, günümüzde Victoria & Albert Museum’un yerinde bulunan South Kensington Museum adlı başka bir müzenin bir parçası olarak muhafaza edilmekteydi. Woodcroft’un çabalarıyla müzenin bünyesinden ayrılan kolleksiyon, Royal Society of Arts’ın da yaptığı eklemelerle orijinal halini alarak Museum of Patents (Patentler Müzesi) adı altında bugünkü binasına taşınmıştır. 1892 tarihinde ise Science Museum adını alan kolleksiyonun günümüzde ziyaretçi karşısına çıkan parçalarının büyük bir kısmı 1892-1909 tarihleri arasında müzede yapılan sergilerden toplanmıştır.

Bugün kendi alanında 'ilk' olarak addedilen 300 binden fazla obje Science Museum’da gösterimde bulunmaktadır. İlk lokomotiflerden Puffing Billy, ilk jet motoru, biyokimyager Francis Crick’in DNA modeli, buhar makinelerinin ve bilgisayarların ilk örnekleri ve 10 bin yıl boyunca çalışması planlanan Long Now saat projesinin prototipi müzede gösterimde bulunan ‘ilk’lerden sadece bir kısmıdır.

Bilimsel gelişimin insan hayatı üzerindeki etkisinin ziyaretçiler tarafından gözlenebiliyor olmasına özellikle dikkat etmeye çalışan müze, kolleksiyonda bulunan birçok parçanın interaktif olmasına özen göstermiştir. Bu nedenle gösterimde bulunan neredeyse her objeyle etkileşim sağlanmış, konuyla ilgili bilgisayar oyunlarından objenin oluşumuyla ilgili belgesellere kadar birçok dükümana yer verilerek konunun en eğlenceli halde kavranması için büyük çaba harcanmıştır.

İlk katında, aralarında arabalar ve hatta bir uzay mekiği örneğinin bulunduğu büyük makinalarla sizi karşılayan binanın ikinci katında nükleer enerji, matbaa ve bilgisayarlar, üçüncü katında ise geniş bir fotoğrafçılık arşivi, optikler ve elektrik konusuna yer verilmektedir. Daha küçük olan dördüncü ve beşinci katında medikal galeriler ve savaş sonrası şehrin yeniden yapılanmasını gösteren planlar bulunmaktadır. 2000 yılında açılan Wellcome Kanadı’yla müze neredeyse iki katı kadar genişlemiş ve kolleksiyona çağdaş bilim, ilaç dünyası gibi başlıklar eklenmiştir.

Birinci katta bulunan The Launch Pad (Fırlatma Rampası) başlıklı alana sadece küçük yaştaki ziyaretçilere ayrılmış ve bilimi ‘kendi elleriyle’ keşfetmeleri sağlanmıştır. Yine bu bölümün arksından çıkılan bir yolla IMAX sinemalarına giriş sağlanmış ve ailelerin birlikte bir 3 boyutlu film macerası yaşamasına olanak tanınmıştır.

2003 yılında açılan The Dana Centre’ın (Dana Merkezi) ise bir kafe ortamında genç bilimcilerin birbirlerinin işlerini takip etmelerine vesile olması amaçlanmıştır. Belirli periyodlarla buraya gelen teknolojı takipçileri bu yolla hem bilim üzerine tartışıp kaliteli zaman geçirebilme olanağına kavuşmuşlar, hem de benzer düşünceye sahip akranlarıyla tanışabilme şansını yakalamışlardır.

15 bine yakın parçası ile eğlenceli olduğu kadar faydalı da bir maceraya davet eden müzeye her yıl 1,5 milyon civarında ziyaretçi uğramaktadır. Eğer Londra’da kültürel bir tur yapmayı planlıyorsanız Science Museum’u da listenize katmanızı tavsiye ederiz.

WEB: www.sciencemuseum.org.uk
ADRES: Exhibition Road, London SW7 2DD
www.streetmap.co.uk/streetmap.dll?Postcode2Map?code=SW7+2DD
TEL: +44 (087) 0870 4868
YAKIN İSTASYON: South Kensington
FİYAT: Özel sergiler ve IMAX filmleri dışında ücretsiz
SAATLERİ: Hergün: 10-18:00. (24-26 Aralık arası ve 1 Ocak’ta kapalı)